- Yeni-Ekspresyonizm
- Neo-Ekspresyonizmin Özellikleri
- Mühim Neo-Ekspresyonist Sanatçılar
- 2. Neo-Ekspresyonizm
- 3. Neo-Ekspresyonizmin Özellikleri
- 4. Mühim Neo-Ekspresyonist Sanatçılar
- 5. ABD Birleşik Devletleri’nde Neo-Ekspresyonizm
- 6. Afrika’da Neo-Ekspresyonizm
- 7. Latin ABD’da Neo-Ekspresyonizm
- VIII. Asya’da Neo-Ekspresyonizm
- 9. Afrika’da Neo-Ekspresyonizm
Neo-ekspresyonizm, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başlangıcında ortaya çıkan modern sanattaki bir harekettir. İfade edici ve çoğunlukla sertlik içeren imgelerin kullanması, bireysel sanatçının ifadesine vurgu yapması ve modernizmin biçimsel kısıtlamalarını reddetmesiyle karakterize edilir.
Neo-ekspresyonizm, modernizmin algılanan kısırlığına ve entelektüalizmine cevap olarak ortaya çıktı. Neo-ekspresyonist sanatçılar, daha romantik ve şahsi olan ve modern dünyanın endişelerine hitap eden sanat eserleri yaratmaya çalıştılar. Soyut Ekspresyonizm, Pop Art ve Alman Ekspresyonizmi şeklinde muhtelif kaynaklardan esin aldılar.
Neo-ekspresyonizm, 1980’lerin sanat dünyasında mühim bir güçtü. Julian Schnabel, Anselm Kiefer ve Georg Baselitz şeklinde birçok mühim sanatçıyla ilişkilendirildi. Sadece, 1980’lerin sonlarına doğru neo-ekspresyonizm büyük seviyede gözden düşmüştü.
Kısa süreli popülerliğine karşın, neo-ekspresyonizm modern sanatın gelişiminde mühim bir etkiye sahipti. Sanat dünyasının daha geniş bir mevzu ve yoldam yelpazesine açılmasına destek oldu ve bireysel sanatçının ifadesinin önemini tekrar vurgulamaya destek oldu.
Yeni-Ekspresyonizm
Neo-ekspresyonizm 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başlangıcında ortaya çıktı. Çoğu zaman modernizmin algılanan kısırlığına ve entelektüalizmine bir reaksiyon olarak görülür. Neo-ekspresyonist sanatçılar daha romantik ve şahsi olan ve modern dünyanın endişelerine hitap eden sanat eserleri yaratmaya çalıştılar.
En erken ve en etken neo-ekspresyonist sanatçılardan biri Julian Schnabel’di. Schnabel’in emek harcamaları büyük, anlatım dolu tuvallerin kullanması, kolaj ve montaj kullanması ve çoğunlukla sertlik içeren imgeleriyle karakterize edilir. Schnabel’in emek harcamaları Soyut Ekspresyonizm, Pop Art ve Alman Ekspresyonizmi şeklinde muhtelif kaynaklardan esinlenmiştir.
Öteki mühim neo-ekspresyonist sanatçılar içinde Anselm Kiefer, Georg Baselitz, Jean-Michel Basquiat ve Eric Fischl yer alır. Kiefer’in emek harcamaları büyük, koyu renkli tuvallerin kullanması, Alman mitolojisi ve tarihinin kullanması ve çoğunlukla kıyametvari imgelerle karakterize edilir. Baselitz’in emek harcamaları çarpıtılmış ve abartılı figürlerin kullanması, siyah ve beyazın kullanması ve çoğunlukla ironik ve hicivli tonuyla karakterize edilir. Basquiat’nın emek harcamaları grafiti kullanması, metin ve sembollerin kullanması ve çoğunlukla politik ve toplumsal yorumlarıyla karakterize edilir. Fischl’in emek harcamaları günlük sahnelerin kullanması, gülmece kullanması ve çoğunlukla röntgenci ve erotik tonuyla karakterize edilir.
Neo-ekspresyonizm, 1980’lerin sanat dünyasında mühim bir güçtü. Birçok mühim sanatçıyla ilişkilendirildi ve sanat dünyasının daha geniş bir mevzu ve yoldam yelpazesine açılmasına destek oldu. Sadece, 1980’lerin sonlarına doğru neo-ekspresyonizm büyük seviyede gözden düşmüştü.
Neo-Ekspresyonizmin Özellikleri
Neo-ekspresyonizm, aşağıdakiler de dahil olmak suretiyle bir takım hususiyet ile karakterize edilir:
- İfade edici ve çoğunlukla sertlik içeren imgelerin kullanması
- Bireysel sanatçının ifadesine vurgu
- Modernizmin biçimsel engellemelerinin reddi
- Soyut Ekspresyonizm, Pop Art ve Alman Ekspresyonizmi şeklinde muhtelif kaynakların kullanması
Neo-ekspresyonizm, çoğunlukla modernizmin algılanan kısırlığına ve entelektüalizmine bir reaksiyon olarak görülür. Neo-ekspresyonist sanatçılar, daha romantik ve şahsi olan ve modern dünyanın endişelerine hitap eden sanat eserleri yaratmaya çalıştılar.
Mühim Neo-Ekspresyonist Sanatçılar
Neo-ekspresyonist akımın biri olan sanatçıları içinde şunlar yer alır:
- Julian Schnabel
- Anselm Kiefer
- George Baselitz
- Jean-Michel Basquiat
- Eric Fischl
Bu sanatçıların tamamı anlatım gücü yüksek ve çoğunlukla sertlik içeren imgeler kullanmaları, bireysel sanatçı ifadesine vurgu yapmaları ve modernizmin biçimsel kısıtlamalarını reddetmeleriyle tanınırlar.
Neo-Ekspresyonizm
Antet | Özellikler |
---|---|
Modernizm | – Soyutlamaya vurgu |
Yeni-Ekspresyonizm | – Figüratif resme dönüş |
Anlatı | – Sanatta öykü anlatımının kullanması |
Modern sanat | – Günümüzde üretilen sanat |
Sanat zamanı | – Zamanla sanatın incelenmesi |
2. Neo-Ekspresyonizm
Neo-ekspresyonizm, 1970’lerin sonlarında post-modernist sanatın algılanan kısırlığına bir reaksiyon olarak ortaya çıktı. Neo-ekspresyonist sanatçılar, 1960’lar ve 1970’lerin kavramsal ve minimalist sanatını reddetti ve bunun yerine daha anlatım edici ve figüratif bir fotoğraf stilini benimsedi. Neo-ekspresyonizm, yürekli renkler, anlatım edici fırça darbeleri ve figüratif imgelerin kullanımıyla karakterize edilir.
Neo-ekspresyonizm başlarda New York sanat sahnesiyle ilişkilendirildi, sadece hızla Avrupa’ya ve dünyanın öteki bölgelerine yayıldı. Hareket 1980’lerin başlangıcında zirveye ulaştı, sadece 1980’lerin sonu ve 1990’ların başlangıcında popülaritesi azaldı. Kısa süreli popülaritesine karşın neo-ekspresyonizm modern sanat üstünde mühim bir etkiye sahipti. Hareketin anlatım ve duyguya vurgu yapması, resme dönüş ve yeni figürasyon şeklinde öteki figüratif sanat hareketlerinin yükselişine zemin hazırladı.
En meşhur neo-ekspresyonist sanatçılar içinde Julian Schnabel, Anselm Kiefer, Georg Baselitz ve Eric Fischl yer alır. Neo-ekspresyonizm muhtelif bir harekettir ve bu tarzın tek bir tanımı yoktur. Sadece neo-ekspresyonist sanat tipik olarak yürekli renkler, etkisinde bırakan fırça darbeleri ve figüratif imgeler kullanımıyla karakterize edilir. Hareketin anlatım ve duyguya verdiği ehemmiyet modern sanat üstünde mühim bir tesir yaratmıştır.
3. Neo-Ekspresyonizmin Özellikleri
Neo-ekspresyonizm, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başlangıcında ortaya çıkan bir fotoğraf stilidir. Yürekli renkler, etkisinde bırakan fırça darbeleri ve figüratif imgeler kullanımıyla karakterize edilir. Neo-ekspresyonist resimler çoğu zaman sertlik, kaos ve umutsuzluk sahnelerini tasvir eder. Yoldam çoğu zaman Minimalizm ve Kavramsalcılığın soğuk, şahsi olmayan sanatına bir reaksiyon olarak görülür.
Neo-ekspresyonizm, 1970’lerin sonlarında New York’ta bir araya gelen bir öbek sanatçı tarafınca öncülük edildi. Bu sanatçılar içinde Julian Schnabel, Jean-Michel Basquiat ve Francesco Clemente vardı. Yoldam hızla Avrupa’ya yayıldı ve burada Anselm Kiefer, Georg Baselitz ve Jörg Immendorff şeklinde sanatçılar tarafınca benimsendi.
Neo-ekspresyonizm, 1980’lerin sanat dünyasında mühim bir güçtü. Modern dünyaya kuvvetli bir kritik sunan taze ve coşku verici yeni bir yoldam olarak görülüyordu. Sadece, yoldam 1990’ların başlangıcında gözden çıkarıldı ve artık geçmişin bir kalıntısı olarak görülüyor.
4. Mühim Neo-Ekspresyonist Sanatçılar
Aşağıda neo-ekspresyonist akımın biri olan sanatçılarından bazılarının sıralaması yer almıştır:
- Jean-Michel Basquiat
- Keith Haring
- Julian Schnabel
- David Salonu
- George Dairesi
- Eric Fischl
- Barbara Kruger
- Jean-Charles Blais
- Peter Halley
Bu sanatçıların tamamı yürekli renkler, etkisinde bırakan fırça darbeleri ve figüratif imgeler kullanmalarıyla tanınırlar. Emek harcamaları çoğu zaman sertlik, sex ve sosyal yorum temalarını ele alır.
5. ABD Birleşik Devletleri’nde Neo-Ekspresyonizm
Neo-ekspresyonizm, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başlangıcında ABD Birleşik Devletleri’nde ortaya çıktı. 1960’larda ve 1970’lerde Amerikan sanat sahnesine hakim olan Minimalizm ve Kavramsalcılığa karşı bir tepkiydi. Neo-ekspresyonist sanatçılar, Minimalizm ve Kavramsalcılığın soğuk, entelektüel ve kişiliksiz niteliklerini reddederek sanata daha anlatım edici ve romantik bir yaklaşım benimsediler. Şahsi deneyimlerini ve duygularını iletmek için yürekli renkler, anlatım edici fırça darbeleri ve figüratif imgeler kullandılar.
En mühim Amerikan neo-ekspresyonist sanatçılar içinde Julian Schnabel, David Salle, Eric Fischl ve Jean-Michel Basquiat yer alır.
Neo-ekspresyonizm, 1980’lerde Amerikan sanat dünyasında mühim bir güçtü. Sanat piyasasını canlandırmaya destek oldu ve modern sanata yeni bir alaka getirdi. Sadece, 1980’lerin sonuna doğru neo-ekspresyonizm büyük seviyede gözden düşmüştü. Eleştirmenler, onu egoist ve sathi olmakla suçladı. Yeniden de neo-ekspresyonizm, Amerikan sanat tarihinde mühim bir hareket olmaya devam ediyor.
6. Afrika’da Neo-Ekspresyonizm
Neo-ekspresyonizm, 1980’lerde ABD Birleşik Devletleri ve Avrupa’da mühim bir sanat hareketiydi. Sadece, muhtelif değişik stillerde çalışan bir takım sanatçı tarafınca benimsendiği Afrika’daki sanat üstünde de mühim bir tesiri oldu.
En biri olan Afrikalı neo-ekspresyonist sanatçılardan biri El Anatsui’ydi. Anatsui 1944’te Gana’da dünyaya geldi ve kariyerine ressam olarak başladı. Sadece 1980’lerde şişe kapakları, alüminyum folyo ve tel şeklinde atılmış malzemeler kullanarak heykeller ve enstalasyonlar yaratmaya başladı. Anatsui’nin emek harcamaları çoğu zaman canlı renkleri ve geleneksel Afrika sembolleri ve motiflerinin kullanımıyla karakterize edilir.
Bir öteki mühim Afrikalı neo-ekspresyonist sanatçı Marlene Dumas’dır. Dumas 1953’te Cenup Afrika’da dünyaya geldi ve 1976’da Hollanda’ya taşındı. Dumas’ın emek harcamaları çoğu zaman sertlik, sex ve ölüme odaklanmasıyla karakterize edilir. Resimleri çoğu zaman çok anlatım edici ve romantik olup Francis Bacon’ın çalışmalarıyla karşılaştırılmıştır.
Neo-ekspresyonizm Afrika’da mühim bir sanat akımıydı ve kendi benzersiz deneyimlerini ve bakış açılarını anlatım edebilen yeni nesil Afrikalı sanatçıların ortaya çıkmasına destek oldu.
7. Latin ABD’da Neo-Ekspresyonizm
Neo-ekspresyonizm, 1980’ler ve 1990’larda Latin ABD sanatında mühim bir hareketti. Yürekli renkler, etkisinde bırakan fırça darbeleri ve figüratif imgeler kullanımıyla karakterize edildi. Latin ABD’daki neo-ekspresyonist sanatçılar çoğu zaman kendi kültürel miraslarından ve tarihlerinden esin aldılar ve emek harcamaları çoğu zaman sertlik, fakirlik ve sosyal adaletsizlik temalarını ele aldı.
Latin ABD’nın en mühim neo-ekspresyonist sanatçılarından bazıları şunlardır:
- Diego Rivera
- Frida Kahlo
- David Alfaro Siqueiros
- René Magritte
- Wifredo Lam
Neo-ekspresyonizm Latin ABD sanatında mühim bir akımdı ve bölgedeki modern sanatın gelişimi üstünde derin bir tesir yarattı.
Asya’da Neo-Ekspresyonizm
VIII. Asya’da Neo-Ekspresyonizm
Neo-Ekspresyonizm, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başlangıcında ABD Birleşik Devletleri ve Avrupa’da ortaya çıkan büyük bir sanat hareketiydi. Hareket, anlatım edici ve çoğunlukla sertlik içeren imgelerin kullanması ve bireysel sanatçının subjektif deneyimine odaklanmasıyla karakterize edildi. Neo-Ekspresyonizm evvela Batılı bir sanat hareketi olsa da, Asya’daki sanatçılar üstünde de mühim bir tesiri oldu.
Asya’daki ilk büyük Neo-Ekspresyonist sanat sergisi 1989’da Japonya’daki Fukuoka Asya Sanat Müzesi’nde düzenlendi. “Neo-Ekspresyonizm: Resimde Yeni Bir Ruh” başlıklı sergide Anselm Kiefer, Georg Baselitz ve Julian Schnabel şeklinde sanatçıların eserleri yer aldı. Sergi eleştirel ve ticari bir başarıydı ve Neo-Ekspresyonizm’i Asya’da daha geniş bir kesime tanıtmaya destek oldu.
Sonraki yıllarda Neo-Ekspresyonizm Asya’da popülerlik kazanmaya devam etti. Birçok Asyalı sanatçı, hareketin bireysel ifadeye verdiği öneme ve geleneksel sanatla alakalı gelenekleri reddetmesine çekildi. En biri olan Asyalı Neo-Ekspresyonist sanatçılar içinde Zhang Xiaogang, Chen Zhen ve Huang Yong Ping yer alır.
Neo-Ekspresyonizm, Asya’daki modern sanatın gelişiminde mühim bir etkiye sahipti. Hareket, daha aleni ve deneysel bir sanat sahnesi yaratmaya destek oldu ve sanatçıları kendilerini anlatım etmenin yeni yollarını keşfetmeye teşvik etti. Neo-Ekspresyonizm ek olarak Asya sanatının daha geniş bir internasyonal kesime ulaşmasına destek oldu.
9. Afrika’da Neo-Ekspresyonizm
Neo-ekspresyonizm, 1980’lerde ABD Birleşik Devletleri ve Avrupa’da ortaya çıkan büyük bir sanat hareketiydi. İfade edici, figüratif fotoğraf kullanması ve şahsi anlatım ve duyguya odaklanmasıyla karakterize edildi. Neo-ekspresyonizm Afrika’da büyük bir hareket olmasa da, bir takım Afrikalı sanatçı bu hareketten etkilendi ve emek harcamaları, hareketin birtakım temel özelliklerini yansıtıyor.
Neo-ekspresyonizmden etkilenen en mühim Afrikalı sanatçılardan biri El Anatsui’dir. Anatsui, şişe kapakları ve alüminyum folyo şeklinde bulunan nesnelerle icra ettiği çalışmalarıyla tanınan Ganalı bir heykeltıraştır. Heykelleri çoğu zaman büyük ölçekli ve renklidir ve çoğunlukla toplumsal ve politik meseleleri yansıtır.
Neo-ekspresyonizmden etkilenen bir öteki Afrikalı sanatçı Wangechi Mutu’dur. Mutu, kolaj, enstalasyon ve performans sanatıyla tanınan Kenyalı-Amerikalı bir sanatçıdır. Emek harcamaları çoğu zaman hüviyet, cinsiyet ve sömürgecilik temalarını araştırır.
Anatsui ve Mutu’nun ve neo-ekspresyonizmden etkilenen öteki Afrikalı sanatçıların emek harcamaları, hareketin değişik kültürel bağlamlara iyi mi uyarlanabileceğini göstermektedir. Neo-ekspresyonizm tek tip bir hareket değildir ve muhtelif şekillerde yorumlanabilir ve anlatım edilebilir.
S: Neo-Ekspresyonizm nelerdir?
A: Neo-Ekspresyonizm, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başlangıcında ortaya çıkan çağdaş sanattaki bir harekettir. Etkisinde bırakan fırça darbeleri, yürekli renkler ve figüratif imgeler kullanımıyla karakterize edilir. Neo-Ekspresyonist sanatçılar çoğu zaman şahsi deneyimlerden ve duygulardan esin alır ve emek harcamaları çoğu zaman çağın sosyal ve politik çalkantılarını yansıtır.
S: Neo-Ekspresyonizmin temel özellikleri nedir?
A: Neo-Ekspresyonizmin başlıca özellikleri şunlardır:
- İfade edici fırça darbelerinin kullanması
- Yürekli renkler
- Mecazi imgeler
- Şahsi ve romantik içerik
- Toplumsal ve politik yorumlar
S: Neo-Ekspresyonist akımın biri olan sanatçıları kimlerdir?
A: Neo-Ekspresyonist akımın biri olan sanatçıları içinde şunlar yer alır:
- Julian Schnabel
- Jean-Michel Basquiat
- Keith Haring
- David Salonu
- George Dairesi
0 Yorum